Şiir, edebiyat, sanat

Şiiriyet.

siiriyet.com

Şiiriyet 1. Sayı ÇIKTI!

Uzun yılların düşüncesi, yoğun bir emekle buluştu. Dinamik bir ekibin beslediği; içinde şiir, öykü, deneme, sinema ve felsefe yazıları, poetika ve sanat içerikleri barındıran ŞİİRİYET derginin 1. sayısı ÇIKTI!

İlk sayımızda;
Şiirleriyle; Bayram Zıvalı, Elif Mert, Muhammet Durmuş, Osman Hasdemir, Serdar Aydın, Yunus Karadağ; çeviri şiiriyle Suzan Yörük; poetika yazılarıyla Emrah Yolcu, Muhammet Durmuş, Bünyamin Ayvaz; öyküleriyle Serdar Gün, Ubeydullah Öz; denemeleriyle Deniz Schwarzwald, Nadir Aşçı, Serdar Aydın; mektup yazısıyla Mert Mevlüt Gökçe; sinema-felsefe yazılarıyla Dağhan Dönmez, Muhammet Durmuş; resim çalışmalarıyla Fatma Akgün, Gary Bunt; dijital çizimleriyle Ezgi Topdağı, Elif Durgu Gündüz; çizim çalışmasıyla Canan Doğan Atmaca; fotoğraf çalışmasıyla Selin Öz yer alıyor.

Dergiyi temin etmek tıklayın

Prospektüs

Bayağılaşan yerine alternatif önermek için mevcut kalıpta pürüz görevini üstlenmek, norm dışına çıkarak zıddın varlığına işaret etmek, bizi-şimdiyi anlamak ve onların-geçmişin muhafazası için tavır takınmak isyandan beslenen bir sorumluluktur. Evin diğer ucunda, arka bahçeye bakan bir pencere açmak. Tozun ve rutubet kokusunun altında sessizce bekleyen o ruhu ortaya çıkarmak, geçmişin ruhunu. Duvarda saklı olan yüzlerce yılı gösterebilmek için tam ortasına bugünün tablosunu asmak, meyveyi.

Dil, normalin unsurlarından biridir. Aklın işleyişini dışa vurur. Irmağın taşıdığı ne varsa onu kullanır. Oysa ırmak akışa bırakılan her şeyi peşine sürükler. Irmaklığını elinden almadan onu arıtmak ancak ırmaktan dışarı çıkmakla mümkündür. Çünkü bir şey içeriden ve dışarıdan, varlığında ve yokluğunda olmak üzere iki ayrı kavrayışla çözümlenebilir. Kendi olabilmek, verili olan kimlikten evvel kişiliği çağırır. Tek başına kimlik, taklitten öteye geçemeyişi imler. Mimari, edebiyat yahut müzik alanında eski bir değeri klasik hale getirip ona iade-i itibar yapılmasına engel oluşturan ile bugün burada yaşadığı halde bugüne ait olmayı reddeden düşünce aynıdır. Şehirden uzaklaşıp başka biri olarak şehre dönmeyi reddeden düşünce aynıdır. Rutinden, normdan yani onaydan ve güvenli alandan uzaklaşmak, kumbarada neyi taşıdığını öğrenmek için aklın işleyiş, kalbin hissediş normalini kırmak demektir.

Kırmak veya raydan çıkmak, değerlerin tümünü reddetmek değil arkaik olanı tespit, biz ve şimdinin olmayanı sahibi ve vaktine teslim içindir. Biz ve şimdinin olanı sarıp sarmalamak, tükenmesine mâni olmak içindir. Irmak dili, dil aklı kurtarır. Irmağın arınması dili ve aklı sıhhatine kavuşturur. Arıtan konumundakilerden biri olan şair, yani bir arıtma işi olan şiir, güzelde içkin bulunan derinliğin peşinde olma gayretini sırra itibar ederek gösterir. Pürüzle ve sapmayla. Mesafeyle ve örtüyle. Mecazla.

Gölge kesilir, içindeki ayak sesleri akar. Şimdi, ancak bir gölge olarak tasavvur edilebilir. Sadece yarım bir kavrayışa imkân verir çünkü. Bu eksiklikle baş etmek isteyen şair, acıların yankılandığı bu vadideki karanlığın ve büyük soğuğun ortasında yamaçlar arasında akan gölgeyi yakalar, onu keser, içindeki sesleri toplar. Onun kurduğu şiir durgun suya yağan taş gibidir. Rahatsız etmeyen, tabuları kurcalamayan, ırmaktan dışarı çıkmayan metin ruhu söndürür, pornografiyi çağırır, sığlığı… Sarhoş, derinde dolaştığı için sarhoştur.

Dil, zihnin jokeyidir. Şair, jokeyi eğitir ve zihni çatlayıp ölmekten kurtarır.

İsabetle müsemma olmasını dilediğimiz oktur şiir.

Şiiriyet

ve daha fazlası